Hakikaten Uzun Hikayeymiş Arkadaş…

Hatırlamak istediğimizde aklımıza ilk gelen kelimelerin; Tren, tuz, kız kaçırmak, Kenan, Daktilo, ağlamak ve sıkışıp kalmak olduğu bir film oldu Uzun Hikaye. Tuzu kim söyledi niye söyledi hiç bir fikrim yok. 🙂 Dramı, ağlamayı seven bir toplumuz böyle olunca da ağlamak da kaçınılmaz oluyor sanırım. Ama tabi Babam ve Oğlum’u izlediğinde gülen bir grup insandan bahsediyorsak durum biraz farklı olabiliyor. Evet sanıyorum ki arkadaşlarım gülerken veya sıkıntıdan boğulurken bir tek ben ağladım filmde. Tabi o da çok sınırlıydı.

-buradan itibaren spoiler giriyor kaçmak isteyebilirsiniz 🙂 –

Annenin yani Tuğçe Kazaz’ın öldüğü yere kadar olan kısım ve sonrası şeklinde filmi iki kısıma ayıracak olursak ilk kısım fena değildi (Tuğçe Kazaz’ın oyunculuğu dışında). Ancak böyle bir aşk maşk bir şey vardı ki fazla boğucu geldi. İkinci kısımda ise fazlasıyla gereksiz diyaloglar mevcuttu. İşte bunun için diyorum ki hakikaten uzun hikayeymiş hatta gereğinden fazla uzatılmış hikayeymiş arkadaş… Bu arkadaş lafı da yapıştı kaldı iki gündür cümlelerimin sonuna “arkadaş”ı yapıştırıp duruyorum.

Filmi izlerken hakikaten merak ettiğim bir şey oldu. Filmde bir gül yaprakları atma sahnesi vardı anladık romantiksin falan da; balon kiralayacak, gül yaprağı alacak kadar parayı nereden buldun arkadaş? 😉 Lütfen romantik olacağız diye mantıktan uzaklaşmayalım. Belki bu detay kitapta mevcuttur tabi ben de kitabı okumadığım için bilmiyorumdur ama o iki çay kap muhabbetlerini yapacağınıza bu detayı anlatsaydınız ya. Sonra çocuk sen ne vefasız çıktın babayı bıraktın kızı kaptın gittin. Olmadı, hiç olmadı… Zaten o Ardamız ne olmuş öyle? Hakikaten Ushan Çakır’ı bir an tanıyamadım desem yeridir. Filme rastgele de gittiğim için oyunculardan habersizdim. 🙂 Ancak yardımcı oyuncu kadrosunda gayet sevdiğim, bilinen isimler vardı ki onlar gayet oturmuşlardı rollerine. Bkz. Altan Erkekli. Tuğçe Kazaz’da ise sanki bir eksiklik vardı ne deniyor o eksikliğe? Buldum; oyunculuk kabiliyeti! Kenan İmirzalıoğlu’na gelirsek açıkçası kendisi filmmiş bir şeymiş izlediğim, tarzım biri değildir ancak bu kez oyunculuğunda dikkatimi çeken noktalar oldu. Sanıyorum ki epey gelişme kaydetmiş.

Filmden bir kaç alıntı yapacak olursam [Tabi doğru hatırlıyorsam 🙂 ]

-Uslu dururlarsa her seyin yoluna gireceği söylenerek büyütülen çocukların hep kaybettiklerini o gün öğrendim.

-O zaman güzel yıllardı birine güvenmek,arkadaş olmak için uzun zaman gerekmezdi.

-Hikayeler hep trenle başlar bilmiyor musun?

Eğer bir gün hikaye yazarsam bir trenle başlatıp bir trenle başlatacağım sanırım. 🙂 Neyse bu post da bu kadarmış arkadaş… 🙂